31 Ağustos 2016 Çarşamba

Gökçeada

Evet, şimdi sizlere 3 günlük Gökçeada seyahatimden bahsedeceğim:)

Gökçeada'ya ulaşım:
Biz aracımız ile Kabatepe'ye gidip, feribota bindik.
İstanbul'dan Kabatepe'ye ulaşım 4.00-4.30 saat sürüyor. Kabatepe-Gökçeada feribotu ise 75 dakika sürüyor. Kabatepe'ye ulaşımımız gayet rahattı. Birkaç yerde yol yapım çalışması, bölünmüş yol vardı ancak bu kısımlar birkaç km ile sınırlıydı. Esas bizi sıkıntıya sokan feribot beklemek oldu. 27 Ağustos, yani 30 Ağustos öncesi gittiğimiz için önümüzde çok fazla araç vardı. Feribotlar iki saate bir kalkıyor, biz ise 11.00 feribotuna bineriz düşüncesiyle 10.40 civarında Kabatepe iskelesinde olup, 15.00 feribotuna binebildik:( Feribotlar tam vaktinde kalkmıyor bu arada, 15.00 feribotu, 15.20 gibi motor çalıştırdı. Belki de bayram tatil kalabalığındandır. Feribotu beklerken iskelede bir şeyler atıştırabileceğiniz bir restoran mevcut. Ancak beklentinizi fazla yüksek tutmayın. Biz kaşarlı gözleme, balık ekmek, kıymalı pide, sigara böreği denedik. Bunlardan önerebileceğim sadece sigara böreği. Bence feribotta kaşarlı tost yemek daha mantıklı, çok acıkmadıysanız feribota binmeyi bekleyin:)  İstanbul-Kabatepe arasında ise Tekirdağ'da hemen yol üzerinde yer alan Özcan'lar köfteye mutlaka uğrayın, bir mola verin derim:) Köftesi, işkembe çorbası, açık büfe ya da serpme kahvaltısı bir harika. Ev yapımı ayranları da var, o da nefis. Biz hem giderken uğradık (kahvaltı yaptık) hem de dönüşte uğradık (yemek yedik). Çocuklar için oyun alanı da var. Yolda sıkılan çocuklar için bir rahatlama olabilir burada mola vermek.

Gökçeada hakkında:
Gökçeada (İmroz), Türkiye'nin en büyük adası. Bu nedenle, mutlaka araç gerektiriyor. Dediğim gibi biz aracımızla gittik. Gezerken birkaç kez minibüs gördüm ancak bence arabanız olması lazım çünkü adanın çok farklı uçlarında koylar var. Yolları çok dar, "slim fit" diyebiliriz:) Özellikle koylara giderken oldukça dar ve virajlı yollardan geçeceksiniz. Aman dikkatli olun. Maksimum 50-60 km hızla gitmek iyi olur. Her yerde keçi var:) Yolunuza atlıyorlar. Hayatımda en çok keçiyi Gökçeada'da gördüm. Dikkat keçi çıkabilir:) Bu nedenle de aracınızı daha dikkatli kullanmanız gerekiyor.

Gökçeada'da konaklama:
Biz merkezde yer alan Kayabalı Otel'de kaldık. Gürültüden uzak, doğayla iç içe bir otel. Tamamen taştan yapılma, eski Rum evlerinin arasında yer alan şirin bir otel. Temizliği siz talep ederseniz yapıyorlar, biz her gün için temizlik istedik. Sabahları horoz sesi, kuş sesi ile uyanıyorsunuz:) Akşamları da cırcır böcekleri ötüşüyor:) Kahvaltısı gayet güzel. Çok güzel menemen yapıyorlar, börekleri de nefis. Otel önünde ve yanında araç parkı için yeterli alan da var. Otel sahipleri iyi niyetli yardımsever insanlar.

Gökçeda'da koylar:
Gelelim tatilimizin en güzel kısmına, deniz keyfine:) İlk gittiğimiz plaj "Gizli Liman" oldu. Bu plaja gittiğinizde Türkiye'nin en batı ucuna gitmiş oluyorsunuz:) Aman dikkat edin, biz buraya gittiğimizde telefon şebekesi Yunanistan'a geçti, gerekli ayarlamalarınızı yapın gitmeden. Çok uzun bir sahil, uçsuz bucaksız bir deniz. Hem de çarşaf gibi... Biz sabah erkenden gittik. Açıkçası bana soğuk da gelmedi deniz suyu, rahatça girebildim. Şezlong ve şemsiyeler mevcut. Deniz girişi çakıl taşlı. Hemen sahilde bir şeyler içebileceğiniz bir mekan da var. Bence mutlaka uğrayın. Çok güzel kareler yakalayabilirsiniz. Sanki denizde değil de okyanusta yüzüyor gibi hissediyorsunuz. Bir de deniz suyu Akdeniz'e göre daha az tuzlu olduğu için midir nedir, sanki denizde değil de gölde yüzüyor gibi hissettim hep.
İkinci koyumuz, "Laz Koyu" oldu. Yukarıdan araçla koya doğru inerken, manzara nefes kesiyor. Çok güzel. Gökçeada'nın en meşhur koyu bence. Biz yine kalabalık olmadan erkenden gittik. Su tek kelimeyle şahaneydi:) Çarşaf gibi, ayrıca denizi kumlu. Özellikle çocuklar için çok ideal. Şezlong ve şemsiye mevcut. Ayrıca yemek yiyebileceğiniz bir mekan da var. Mutlaka görün derim.
Üçüncü plajımız ise Aydıncık plajı. Altın rengi kumu olan, oldukça uzun bir plaj. Plajda konaklama tesisleri de var. Kamp için alan da var. Sörf dersleri verenler var, çok fazla sörfü bir arada görebilirsiniz:) Eğer ki Alaçatı'nın kalabalığından sıkılan sörfçülerdenseniz, burası sizin için biçilmiş kaftan:) Hemen yanında Tuz Gölü var. Aydıncık plajına geldiyseniz, mutlaka ama mutlaka Tuz Gölü'ne de uğrayın.

Gökçeada'da gezilecek yerler:
Köyleri gezmek çok zevkli, başlıca görmeniz gereken köyler şöyle: Zeytinli Köy, Tepeköy, Kaleköy, Bademli, Uğurlu diye düşünüyorum. Ben bu köyleri gezdim. Çok şirin hepsi de:) Merkezde pek bir şey yok açıkçası, hareketli değil, çok küçük bir merkezi var.

Gökçeada'da restoranlar:
Mutlaka balık yiyin ve oğlak tatmadan dönmeyin:) Kaleköy'de Yakamoz restoranda akşam yemeği yiyin. Çok güzel mezeleri var, oldukça çeşitli. Balık da çok lezzetli. Dahası günbatımını bu restorandan izlemek bu kadar mı muhteşem olur. Akşam gün batımını gözeterek uygun saatte gidin, fotoğraf çekimi için hazır olun:) Bademli'deki Gliki Restoranın manzarası süper. Kalamar olmaması, fava olmaması beni hayal kırıklığına uğrattı. Ama şirin bir mekan. Uğurlu köy yolunda İğde Restoran'da çok lezzetli kuzu eti yiyebilirsiniz. Kuzu şiş, kuzu pirzola çok başarılı. Et tercih etmem derseniz, kaşarlı pidesi de çok iyi, çıtır çıtır:) Tepeköy'deki Baba Yorgo'ya mutlaka uğrayın. Oğlak eti süper. Tavsiye ederim, o kadar iyi pişiriyorlar ki, yumuşacık. Bir kez daha yiyesiniz geliyor. Şarapları da ünlü bu mekanın. Ben iki tane kırmızı şarap denedim. Dionysos ve Yakhos. İlki içimi hafif, ikincisi ise ağızda doygun bir tat bırakıyor, seçim sizin:) Zeytinli'de Yeşil Ev adlı çok tatlı bir mekan var. Burada da şahane dondurmalar var. Bayılırsınız. Kaleköy limanının orada Eleni Rum Tavernası var. Açıkçası balık adına en lezzetli bulduğum yer burası oldu. Hem mezeleri, hem balığın tadı muhteşem. Çalışanlar da çok ilgili. Hemen merkezde Balbadem kafenin tatlılarını deneyebilirsiniz. Ada rüyası adında, kendilerine özgü bir tatlıları var. Ben çok sevdim. Mekanda kahvaltı da mevcut, otelde kahvaltı tercih etmeyip dışarıda kahvaltı yapalım derseniz, güzel bir seçim olabilir.

Gökçeada'da mutlaka yapmanız gerekenler:
Hemen merkezde Efi Badem'den Gökçeada'nın en lezzetli badem kurabiyelerinden tatmadan dönmeyin. Ben 4 paket aldım İstanbul'a dönerken. Ayrıca denize gitmeden önce buraya uğrayıp deniz keyfi esnasında ağzıma atarım diye her gün badem kurabiyesi aldım:) Emin olun çok seveceksiniz. Kıvamı çok iyi, ağzınıza atar atmaz dağılıyor. Yine bu mekanın dondurması da süper. Denemenizi öneririm.

Umarım bu detaylar faydalı olmuştur, Gökçeada gezime ait fotoğraflara instagramdan "kacanbavul" hesabından bakabilirsiniz.

Şimdiden keyifli vakitler:) Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder